Ülker Gürtan Anısına (1928-2017) (@ayasdergisi Yazısı)
1928
doğumlu merhum Ülker Gürtan, 2017 yılında kasımın son gününde hayata gözlerini
yumdu. Son arzusu yerine getirilerek, yetmiş altı yaşında vefat eden eşi Ayaşlı
Dr. Hayati Gürtan’ı yanına defnedildi. Bu
dünyadan ayrılan herkes gibi artık geride kalanların anılarında yaşıyor,
birçoklarında güzel izler bırakarak.
Ülker
Hanımın eşi Hayatı Gürtan, Ankara`nın Ayaş ilçesinde 1925 yılında doğmuştu. İstanbul
Üniversitesi Orman Fakültesi`ni bitirdikten sonra İsviçre’de yüksek lisansını, Almanya`da
ise doktorasını tamamladı. Türkiye`ye dönerek Ormancılar Cemiyeti, TÜBİTAK,
TSE, Milli Prodüktivite Merkezi`nde çeşitli görevler üstlenen Gürtan, 1980-83
yılları arasında TBMM’nin Danışma Meclisi’nde milletvekili olarak görev yaptı.
Hayati Gürtan, evli ve iki çocuk babası idi. Hayati Bey, resmi olarak Türk-Alman dostluğuna
katkılarda bulunmuş, Alman Hükümeti tarafından 1990 yılında Humbolt Nişanı ile
taltif edilmiş, Ayaş Derneği’nin de başkanlığını yapmıştır. Hayati Bey, bu
başarılarının arkasında eşinin desteğinin olduğunu anlatır, onu takdir ederdi.
Ömrünün son gününe kadar hayat
arkadaşının yanında olan Ülker Hanım en mutlu günlerini beraberce
geçirdiklerinden sık sık bahsederdi. Eşiyle beraber dünyayı gezmiş, Hayati Beyin
görevi sebebiyle İsviçre ve Almanya’da yaşamıştı. Nilgün ve Nur isimlerinde iki
kız çocuğu yetiştirmiş olan Ülker Hanım eşinin ona daima destek olduğunu, ev
işlerine dahi yardımcı olduğunu anlatırdı. Onlara göre eşler arasındaki
iletişim, uyum ve destekleşme mutlu bir birlikteliğin altın kurallarıydı. Tüm
bu güzel anıları biriktiren Ülker Hanım, eşinin vefatının ardından derin bir
sarsıntı geçirse de kızları ve tüm sevdikleri için tekrar hayat tutundu. Son
günlerine kadar çevresine umut ve neşe vererek yaşadı.
Ülker Hanım güzel düşünceleri
yüzüne, mimiklerine, hareketlerine akseden biriydi. Herkesle nezaketle, ölçülü
bir şekilde görüşür, sözcüklerini itinayla seçer, gereksiz konuşmaktan
kaçınırdı. Eşi Hayati Bey gibi o da çevresindekileri koruyup kollamayı severdi.
Elinin uzandığı kişilere yardım eder; derneklere, ihtiyacı olanlara destek
olurdu. İşte bu yüzden de içinin iyiliği yüzüne yansıyan kişilerdendi. Çevresine
ışık saçarak bizlere de örnek olan biriydi. Son gününe dek kızları ve tüm sevdikleri
yanı başındaydı.
Torunu Nilay Özlü’nün sevgili anneannesinin vefatında
paylaştığı bir alıntıyla Ülker Hanımı tekrar sevgi ve hasretle anıyoruz:
“Bir
peri masalının içine doğmuştuk bizler... Güzellerin güzellik bulduğu,
çalışanların başardığı, dürüstlüğün servet olduğu, iyilerin kazandığı,
sevenlerin kavuştuğu bir peri masalıydı anneannemin ve dedemin hikayesi...
Fakir
ama yakışıklı ve çalışkan Hayati ile zengin ve itibarlı karakol müdürünün kızı
güzel Ülker'in dillere destan aşkı; sıfırdan başladıkları hayatta sevdiği
kadına layık olmak için delicesine çalışan ve yükselen bir adam; Almanya'ya
uzanan bir doktora macerası ve bu süreçte kocasının daima arkasında duran, ona
destek olan zarif mi zarif, güzel mi güzel, kibar mı kibar Ülker ve narin karısının
üstüne titreyen, sabahları sütüne bal karıştırıp içiren, vitamin saatini takip
eden, biricik eşi yorulmasın diye evde temizliğe, yemeğe girişen yüksek
bürokrat Hayati... Balolarda, davetlerde açılış valisini yaparken gıpta ile
seyredilen, 50. evlilik yıldönümlerinde hala birbirine aşık aşık bakabilen,
televizyon seyrederken battaniye altından el ele tutuşan örnek çift...
Dedemin
zamansız ölümü ile yarım kaldı bu peri masalı! Büyü bozuluverdi aniden...
Hepimiz sandık ki, masalın gerisi
gelmeyecek, hikaye burada bitecek, peri kızı kırılan kanatlarının ve aşkının
yasını tutacak, zamanla sararıp solacak...
Halbuki
beklenmedik bir şey oldu ve peri kızının içinden güçlü, bağımsız, hayata bağlı,
cömert ve asil bir kadın çıktı. Anneannem, dedemden sonra da var olmayı,
kendini bir birey olarak ortaya koymayı başardı. Kırılan peri kanatlarını
sandığa koydu ve hayatına tek başına sahip çıktı; ailesine, çevresine,
sevdiklerine kol kanat germeye, iyilik ve güzellik dağıtmaya, başı sıkışanların
uğradığı ilk kapı olmaya devam etti. Güzelliği, zarafeti, naifliği, metaneti,
nefaseti, dirayeti, alçakgönüllülüğü ve asaleti ile hayatına değdiği herkesin
kalbinde bambaşka bir mertebeye erişti.
Bugün
bu güzel insanı kaybettik... Bıraktığı boşluk çok derin, acımız çok büyük,
hasretimiz çok yoğun... Tek tesellimiz peri masalının öbür dünyada devam
edeceğine, sevenlerin tekrar kavuşacağına, bunca yıllık hasretin biteceğine
dair naif inancımız...
Nurlar
içinde uyu güzel anneannem, seni çok ama çok özleyeceğiz, şimdiden özlüyoruz...”
Simay
Özlü Diniz – 2019
(Ülker
Gürtan’ın Torunu)
Yorumlar
Yorum Gönder