Ankara’nın Supu’su (Milliyet @favori.lezzetler Yazısı)

Ankara’da daha birkaç hafta önce açılmasına rağmen farklı tarzı ve sevimli atmosferiyle piyasaya hızlı bir giriş yapan bir mekandan bahsetmek istiyorum. SUPU Çay & Çorba ismindeki bu restoran Tunus Caddesi’nin paralelindeki Beykoz Sokak’ta yer alıyor. Adından da anlaşılacağı üzere uzmanlığı çay ve çorba üzerine. İsmini Afrika dilinde çorba anlamına gelen SUPU’dan alan mekan ufak ve pek sevimli. Küçük bahçesi Fransız tipi masa ve sandalyelere eşlik eden bitki ve büyük saksılarla dekore edilmiş. İç bölüm ise bir bistro bar havasında tasarlanmış. Tek başınıza da taburenizde oturup rahatlıkla öğününüzün keyfine varabilirsiniz. İçeride duvar yüksekliğine aksesuar, baharat, çay ve diğer mutfak malzemeler raflara sıralanmış ve mekana tatlı bir sıcaklık veriyor.



Tunus Caddesi’nin ufacık arka sokaklarında gezinirken bir vaha gibi karşınıza çıkan bu restoran dünya çorbalarını aynı yerde birleştirmesi açısından Ankara’da bir ilk. Üstelik malzemeleri Beynam’daki bir çiftlikten geliyor ve hepsi doğal. Hindistan dahl çorbasından Fransız soğan çorbasına, Türk toygasından Kore ramenine ve Portekiz belem çorbasına kadar toplam on bir çeşitle hizmet veriyor. Kaseler yeterince büyük ve doyumluk. Yanında ev yapımı ekşi mayalı sade veya kendisine pembe bir renk veren pancarlı ekmek çeşitleriyle servis ediliyor. SUPU’ya gittiğimde denediğim sekiz adet tadımlık çorba içinden favorim soğan çorbası oldu. Karamelize soğanın tatlımsı lezzeti tuzla birleşince nefis oluyor. Daha önce yediğim soğan çorbalarına nazaran kıvamı ve soğanların lezzeti çok güzeldi. Onu takiben yeşil elma ve kabak çorbası ve köz patlıcanlı toyga da diğer beğendiklerim. Bunların içinde vejetaryen ve vegan seçenekler de mevcut. Çorbaya ilaveten yakında menüye kiş de eklenecekmiş. Şu anda kırk çeşit çay seçeneği olan mekan bu sayıyı yakında yüze kadar artırmayı planlıyor. İçtiğim vanilya çay çok keyifliydi. Ayrıca masala çayının hazırlanması da tam bir ritüel. Beş dakika havalanan çay, diğer bir beş dakika boyunca ince telli bir fırça ile çırpılarak yeşil ve kıvamlı bir biçimde hazır hale getiriliyor. Mutfak ekibi ise genç ve dinamik. Hepsi farklı işlere imza atmak için hevesli.




Tatlı menüsünde ise ünlü şef Tuğba Yener’in kendi tarifi olup üzerinde uzmanlaştığı maskülen yer alıyor. Atölyesinde yapıp sadece SUPU’da sunduğu bu tatlıyı denemekte fayda var. Şef Yener masküleni @cheftugbayener instagram adresinde “İnce dilimlenir elle yenir! Maskülen yiyenler maskülensiz yıllarına ağlıyordu :) Maskülen üzerine başka bir şey yemek istemeyeceksin! Sensin cheescake, o maskülen. Maskülen sadece @supusoups ta!” cümleleriyle ifade etmiş. 


 Bu keyfili, niş ve butik mekanı keşfe çıkmak isterseniz Cuma akşamları da canlı caz müzik olduğunu da göz önünde bulundurun. Şimdiden bol keyifler!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yemek Yapmak Kadın İşi Midir?

Ülker Gürtan Anısına (1928-2017) (@ayasdergisi Yazısı)

Masal ve Arketip Atölyesi - Norm Dışı