Para için Yemek Yapmak


Para için yemek yapılır mı? Para için yapılan hareket değerini yitirir mi? Para için çalışmak insanı kendisine yabancılaştırır mı? Peki bu balkabağı da nesi?













Bu resimdeki balkabağını Houston Üniversitesi Sosyoloji yüksek lisansında sınıf arkadaşlarımızla okulun Cadılar Bayramı (Halloween) kabak yarışması için beraberce yontmuştuk. Cadılar Bayramı her sene 31 Ekim'de kutlanan, herkesin korkunç kıyafetler giyerek gezdiği ve kötü ruhları uzak tutmayı amaçlayan bir Batı Hristiyan adetidir. Sonbaharın vazgeçilmez sebzesi balkabağının bol olduğu bu mevsimde Cadılar Bayramında balkabağı oyup, içine ışık yakmak gelenek olmuştur. Hatta bizim okulumuzda olduğu gibi balkabağı oyma yarışmaları düzenlenmektedir. Bu balkabağı ile Sosyoloji öğrencileri olarak Karl Marx'ın yabancılaşma teorisini anlatmaya çalışmıştık. Nedir bu yabancılaşma?

Kapitalizmi en iyi anlatan kitap onu detaylı bir şekilde eleştiren Karl Marx'ın Komünist Manifestosu'dur. Marx'ın en önemli teorilerinden biri ise yabancılaşmadır (alienation). Yabancılaşma teorisi para için çalışan insanların zaman içerisinde kendisinden daha büyük sanal bir güç olan ekonominin esiri olup kendilerine, isteklerine, yeteneklerine, topluma ve dünyaya yabancılaşmalarını anlatır. İnsan kendine yabancılaştıkça paranın esiri olur. Kendi kararlarını veremez hale gelir. Sadece sistemin çarklarına bir köle olarak yaşamaya başlar. Kendi yeteneklerini geri plana atar ve Einstein'in dediği gibi bir balığın ağaca çıkması beklendiği sürece ortalama bir başarının üzerine çıkamaz. Oysa insanlar kendi istek ve yeteneklerine göre geliştiklerinde özgürleşirler; mutlu olur ve gerçekten yaşamaya başlarlar. (Not: Aşağıdaki resim komik! amaçlıdır :) Marx asla böyle bir şey demez! :))







Ancak paranın insanların uygarlaşması, medeniyetler kurması, insanlığın ve teknolojinin gelişmesi ve küreselleşme için büyük bir araç olduğu kesin. Öyleyse para faydalı bir şey mi? Parasız bir medeniyet kurulabilir mi? Örneğin insanların para için değil de başarı, keşif, kişisel ve toplumsal ilerleme veya kişisel tatmin için çalışması sadece bir hayal mi? Komünizm ve kapitalizmi birbirlerinden ayıran en büyük neden sistemlerin özüne koydukları temel değerlerdir. Komünizm sistemin özüne insanı, insani değerleri, sanatı ve insanın öz motivasyonunu, tercih ve yeteneklerini koyarken; kapitalizm sistemin temeline para, bencillik, rekabet, başarı ve hedonizmi koyar. Kapitalizm hedef olarak maddeleştirilmiş rahat! bir hayat (lüks bir araba, büyük bir ev, pahalı kıyafetler, bol seyahat, takılar, pahalı eşyalar) sunarken; komünizm hedef olarak kişisel ve toplumsal gelişim, sanatsal ilerleme, bilimde keşifler ve kollektif refahı savunur. İnsanın insani değerleri esas alan ve en temel ihtiyaçlarının üst yönetim tarafından karşılandığı bir sistem içerisinde yaşaması tartışmasız doğrudur. Ancak şu anda dünyada kapitalizm hakim ve örnek olabilecek komünist bir sistem yok. Eğer olsaydı devlet yöneticilerinin olası zorbalığı ve rekabet halinde olmayan ve temel sağlık, eğitim ve yaşam koşulları karşılanan insanların ilerlemesinin yavaş olacağı eleştirileri bu sistemdeki en büyük çelişkilerdir. Peki ideal bir sistem yaratılabilir mi? Para olmadan bir medeniyet hüküm sürebilir mi? Bilemiyorum. Bu konuları biraz daha araştırmak gerekli :)) Belki de ne kapitalizm, ne komünizm; başka bir sistem yaratmak gereklidir.















Peki sorumuza gelirsek para için yemek yapmak  yapılan yemeğin değerini azaltır mı? İçinde bulunduğumuz küresel sistemde para olmadan yaşamak dağlara kaçmadıkça (kaçsak mı?) mümkün değil. Bu durumda sevdiği mesleği yaparak hayatını kazanmak en ideal seçenek gibi görünüyor. Para için severek yemek yapmak da bir sorun yaratmıyor. O zaman severek yaptığınız sürece (y)emeğinizi satmanın bir sakıncası yok. Çünkü daha iyi bir alternatif (henüz) yok :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yemek Yapmak Kadın İşi Midir?

Ülker Gürtan Anısına (1928-2017) (@ayasdergisi Yazısı)

KafeSim'de Yavaş Yemek